Gülbin PEKEL
Evde Kal Kendinle Kal.  25.03.2020   (1684) Okunma

Aslında hepimiz biliyorduk,
Dönüşü olmayan bir yolda olduğumuzu.
Ve bu yolculukta ne çok yorulduğumuzu…,
Yetinemedik nedense bir türlü, payımıza düşenle,
Dizginleyemedik daha en başından,
Arsız ve anlamsız doyumsuzluğumuzu.
Tükenmemek içindi tüketmelerimiz,
Var olmak savaşında yok ettik , her bulduğumuzu..
Gözlerimiz en yükseklere kilitlenmişti bir kez.
Çekemez olduk doruklardan aşağı ideallerimizi.
Ve sırf kazanmak adına ucuz menfaatlerimizi,
Satar olduk bir bir en yüce değerlerimizi.
Gerçekte kendi kendimizi katlettiğimizi biliyorduk.
Ve biz; bile bile bitiyorduk…
Önümüzde tek şeritlik uzanan bir yoldu hayat…
Deli dolu düşmüştük yola bir kez,.Koşarcasına…
Ardımıza bakmadan, geçmişten kaçarcasına…
Öyleyse şimdi neden durduk? Yorulmuştuk...
Ve...Durduk..
Sonunda durulduk..


                  EVDE KAL… KENDİNLE KAL…
   Önce inanamadık…Üzerimize konduramadık…Yok ’’ asparagas haberdir’’ dedik..
  -Grip de neymiş? Bize bir şey olmaz’’ dedik.’’ Dışarı da çıkarım, parklarda da otururum, sahilde de dolaşırım,’’ ; piknik bile yaparım’’ dedik...Direndik..Ama dünyadan ve yurdumuzdan gelen ölüm haberleriyle artık hepimiz anladık ki Corona Virüsü(Kovid-19) şaka yapmıyor, bizi ciddi ciddi tehdit ediyor..Durum vahim..Corona Hem Dünyanın hem de yurdumuz için büyük tehdit oluştururken, en önemli sorun  olarak gündemimizde yerini aldı. 
  Ama  unutulmamalı ki önümüze çıkan her sorun bize yeni bir şeyler öğretir. Bazı öğrenmeler büyük bedeller ister.Atalarımızın da dediği gibi: “Bir musibet bin nasihatten evladır..”  Musibetler insanlığa büyük zarar ve acı verirler ama; bedel ne kadar yüksekse ondan öğrendiğimiz dersler de o kadar unutulmaz ve değerlidir. 
  Devletimizin ‘’Evde Kal’’  çağrısına zorunlu uyarak, sürece destek vermek en önemli unsur haline geldi.Evde kalmamız sadece virüsten kendimizi ve başkalarını korumakla kalmıyor, daha önemli şeylere de vesile oluyor… Evde kal!!...Biraz durul!..Sakinleş!…Sessizleş…Yavaşla…Sus!. Kendini ve evreni dinle…
  Vay vay vay!! Bizim yapamadığımızı,  bir virüs zorunlu olarak tüm dünyaya nasıl da yaptırıyor? Bizi durduruyor, kendimizin farkına vardırıyor, ne olup ne olmadığımızı, zayıflıklarımızı, korkularımızı, aşırılıklarımızı, sahte ışıltılarımızı, yapaylıklarımızı yüzümüze vuruyor. Yeni nesil yaşam tarzımızda yer alan(doğal bir var olma biçimi olarak da kabul etmeye başladığımız) karmaşa, gürültü, gösteriş, şatafat, gösterme, hızlı tüketim, çılgınlık ,tahammülsüzlük, vefasızlık, sevgisizlik, saygısızlık, duyarsızlık, cahillik  ve daha niceleri had safhadayken;  bir virüs çıkıyor ve her şeyi tuzla buz ediyor.,Duyguları, sevgiyi, hisleri, zevkleri,lezzetleri, anları, anıları, kollektif olmayı, yüreklere dokunmayı, sanatı, bilimi, yok eden, mutsuz bir düzende  gül gibi geçinip gidiyorken!!! ve bu durumu  epey de kanıksamışken!!! her şeyi yerle bir eden Corona…Sana teşekkür mü etsek acaba?
  Şaka bir yana; artık eskilerin de dediği gibi takkeyi önümüze koyup’’ Ben nerede yanlış yaptım?’’ diyerek özeleştiri yapma zamanı geldi..
  Zaman; .sanatı, bilimi, inancı tek tek irdeleme ve hazmetme zamanıdır. Zenginleşmenin gerçek tanımının maddi değil, aklını ve fikrini doğru kullanarak yeteneklerin doğrultusunda kendini maksimum geliştirme olduğunu hatırlama zamanıdır. Fast Food yaşamdan vazgeçip hayatın aslında bir ziyafet sofrası olduğunu öğrenme zamanıdır..Zaman; sevginin en büyük hazine olduğu bilinciyle yaşamayı öğrenerek, insan olmayı yeniden keşfetme zamanıdır..Değerini bilelim..
Son sözü Can Yücel söylesin :

Kendine bak kendine,
Özüne, sözüne, benliğine.
Sen kendini besle,
Bilgiyle, sevgiyle, şefkatle.
Ancak o zaman ulaşırsın,
İnsan olmanın erdemine..

Sağlıkla, sevgiyle , kendinizle kalın..Hoşçakalın..