|
Çorlu da şifrenin 2. dalga eylemi; ÖSYM nin 27 Mart 2011 tarihinde yapmış olduğu Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı nda iddia edilen şifreleme sistemini protestonun 2. dalgası yapıldı. 14 Nisan 2011 tarihinde Çorlu Kaymakamlığı önünde toplanan gençler, Cumhuriyet meydanına doğru yürüyüşe geçti. Slogan atarak yürüyen gençler Çorlu Emniyetinin almış olduğu yoğun güvenlik tedbirleri arasından Cumhuriyet meydanına giriş yaptı. Önce Eğitim-Sen Tekirdağ şubesinden Kemal Bilginer; basın açıklaması yaptı. Daha sonra Çorlu Müh. fakültesinden öğrenciler adına Buket Çınar konuşma yaptı. Bir süre slogan atan öğrenciler halaylar cekerek ÖSYM ni protesto ettiler. Gençler eylemi olaysız bitirerek dağıldılar.
BASIN AÇIKLAMASI;
Değerli Basın Emekçileri;
Çocuklarımıza SBS-OKS ile çocukluklarını ,LYS -YGS ile gençliklerini yaşatmayanlar, onları dershanelere bağımlı hale getirip , dershaneleri okulların önüne geçirenler, bir skandala daha imza attılar.
27 Mart Pazar günü yapılan ve Yaklaşık 1 milyon 700 bin öğrencimizin katıldığı Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı yeni bir kopya skandalına sahne oldu.
Henüz KPSS ‘yle ortaya çıkan kopya rezaletinin sorumluları bulunmamışken ÖSYM’nin YGS’ de de benzer bir skandala imza atması son derece vahim ve düşündürücüdür.
Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM, KPSS ile ortaya çıkan rezaletin sorumluluğunu öğrencilere ve öğretmenlere yıkmaya çalışmış ve tüm öğretmen ve öğrencileri potansiyel suçlu ilan eden uygulamalara imza atmıştır. Sınava girişte görevli olan öğretmenler didik didik aranmış, alyansına varana kadar alınmıştır. Yine öğrencilerin kalem, silgi bozuk paraları dahi sınav salonuna alınmamış, tuvalet ihtiyaçlarını bile güvenlik nedeniyle karşılayamamışlardır.
27 Mart Pazar günü gerçekleştirilen sınav esnasında yapılan uygulamalarla, bir önceki sınavda yaşanan kopya rezaleti öğretmen ve öğrencilere uygulanan çağdışı ve mantıksız güvenlik önlemleriyle perdelenmeye çalışılmış. Sonuçta öğretmen ve öğrencilerin maruz kaldıkları bu uygulamaların göstermelik birer şovdan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır.
Son yapılan YGS’ de soru cevaplarının bir tür şifre ile dizilmiş olduğu iddiası, MEB ve ÖSYM’nin haksızlık ve eşitsizlikte gelmiş olduğu son noktayı göstermektedir.
Güvenlik ve eşitlik adı altında yapılan kimi uygulamaların sınava giren üniversite adayları arasında ayrımcılık yapmak üzere kurgulanmış olduğu aşikardır.
Şifre skandalının ortaya çıkmasından hemen sonra ÖSYM başkanı Ali Demir’in Yapmış olduğu açıklamalar inandırıcı ve kamuoyunu tatmin edici değildir.
ÖSYM başkanı Ali Demir sadece master kitapçıkta bile olsa niçin böyle bir şifreleme sistemine ihtiyaç duyulduğunu açıklayamamıştır.Günlerdir basında çıkan haberlere rağmen devlet erkanı olaya sessiz kalmıştır.
Eğitim öğretim hayatının ilk basamaklarından itibaren zaten fazlasıyla eşitsizlikle karşı karşıya bırakılan, bir üniversiteye girebilmek ve meslek sahibi olabilmek için maddi manevi bir çok fedakarlıkta bulunan öğrenci ve velilerin bir de bu şekilde akıl almaz skandallara maruz bırakılması eğitim sistemimizin içinde bulunduğu vahim durumun bir göstergesidir.
ÖSYM başkanı ve Milli Eğitim Bakanı sistemin son derece güvenli olduğunu adaya özel muamelenin mümkün olmadığını iddia ederken İstanbul’da 7 okulda sınava girenlerin sadece kız öğrencilerden oluşmasını nasıl açıklayacaklardır. Sisteme dışarıdan müdahale olmadan böyle bir dağılım mümkün olamayacağına göre sisteme başka türlü ayrımcılıklar için de müdahale edilmesi söz konusu olmuş mudur?
İşbaşına geldiğinden bu yana Eğitimin özelleştirilmesi, eğitim kurumlarında kadrolaşma konusunda hızla yol kat eden AKP hükümeti eğitim kurumlarında ciddi bir nitelik kaybına da yol açmıştır. Her türlü sosyal ekonomik eşitsizliğe maruz kalan öğrenicilerimizin en güvenmesi gereken kurumlardan biri olan ÖSYM artık tüm güvenilirliğini kaybetmiştir.10 yıllık süreçte , Polislik sınavlarından, KPSS , Dikey Geçiş sınavı ve YGS’ye kadar pek çok sınavda kopya skandalları kamuoyuna yansımıştır. Bundan sonra yapılacak herhangi bir sınavda ÖSYM’nin güvenilirliği tartışmalı bir hale gelmiştir.Artık yeter diyoruz .Geçtiğimiz 10 yılda baskısını artıran ,yandaşlarına çıkar sağlamayı engelleyemeyen ÖSYM ve YÖK kapatılmalıdır.
KPSS skandalıyla güvenilirliği tartışmalı hale gelen ÖSYM YGS’ de yaşananlarla ilgili acilen tatmin edici bir açıklama yapmalı ve akıllardaki soru işaretlerini gidermelidir. Adayların kitapçıklarını tek tek görmeleri sınavın üzerine düşen şaibeyi kaldırmak için yeterli değildir. Bu nedenle tüm kitapçıklar kamuoyuyla paylaşılmalı , bağımsız bilim adamları tarafından kamuoyuna açık bir şekilde soru kitapçıkları ve cevap anahtarları incelenmelidir.
Bizler eşit parasız bilimsel demokratik eğitim isteyen Eğitim Sen üyeleri olarak, çocuklarımızın bin türlü haksızlıkla boğuştuğu bu eşitsizlik sistemine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Öğrencilerimizin bu tarz tertiplerle daha da fazla mağdur edilmelerine izin vermeyeceğiz.
ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığından tüm öğrencileri, velilerini. Eğitim çalışanlarını ve kamuoyunu tatmin eden bir açıklama gelinceye kadar da sürecin takipçisi olacağız.
PARASIZ, BİLİMSEL, DEMOKRATİK, ŞİFRESİZ, HİLESİZ, EĞİTİM İSTİYORUZ…
EĞİTİM SEN TEKİRDAĞ ŞUBESİ
YÖNETİM KURULU
Haber videosu izle
|
|