Atıf MUTLU
BİZE “MELEMEYİ” KİM ÖĞRETECEK?  15.08.2012   (3001) Okunma

BİZE “MELEMEYİ” KİM ÖĞRETECEK?
* Okudun mu? Hükümet bu yoklukta 1000 mele atamış.
* Nerelere atamış Hasan dayı?
* İstanbul, Diyarbakır, Siirt ve Erzurum ağırlıklıymış. Gazetede öyle yazıyor.
* Ne güzel zamanlama, ne isabetli şehir seçimi! Okullar kapandı, yaz tatili başladı. Demek ki o bölgelerdeki çocukların hepsinin okulları, sağlık ocakları, spor salonları, havuzları, çocuk bahçeleri yapılmış, gençler aydınlanmış kala kala bir “mele” ihtiyaçları kalmış.
* Sen de bir şeyi beğenmiyorsun.
* Ya Hasan dayı “mele” ne demek bilir misin?
* Tabii. İmam demek.
* Tam tersi. Kur’an, Müşrik toplumların önde gelenlerini, peygamberlerin davetini boşa çıkarmak için her türlü fitneyi kullananları, şirk toplumlarını vahye karşı ayakta tutmaya çalışanları ve bunun için organizatörlük yapanları, halka akıl ve yön verenleri, “mele” olarak tanımlamaktadır.
* Ne demek şimdi bu?
* Yani o çağda doğruluğa, insanlığa, erdemliliğe karşı savaşı örgütleyenler “mele”lermiş. Şimdi de Türklüğe, dünya gerçeklerine, pozitif bilime ve aydınlığa karşı savaş yürütecekler.
* Olur mu öyle şey?
* Peki söyle o zaman.“Mele” benzeri görevlilerin bol olduğu ülkeler hangileri?
* Pakistan, Afganistan, Arabistan, Yemen, Mısır, Tunus, Cezayir.
* Hangisi uzaya araç göndermiş? Hangisi bir alanda marka yaratmış? Hangisi uçak, otomobil üretmiş? Hangisi dünya çapında edebiyatçı, sanatçı çıkarmış?
* Ne yani bütün suç “mele”lerin mi?
* Tabi ki değil. Onlar, kendilerini Müslüman olarak tanımlayan
siyasetçilerin iktidar nimetlerin sayesinde yanlarına aldıkları borazanlar. Bilirsin, bir sistemin yaşaması için öncelikle en uçta yaşayan çobana ulaşılması gerekir.
* Her iktidar aynı şeyi yapmıyor mu?
* Yapmak istiyor ama yapamıyor. Bir örnek vereyim. Cumhuriyet’in ilk yılları. Bir toplantıda milletvekillerinden biri Atatürk’e övgüde ölçüyü kaçırıp; “Paşam, halk sizi öyle seviyor ki dağdaki çobanın kalbini çıkarıp bakmak mümkün olsa üzerinde kesin “Atatürk” yazıyordur.” Demesi üzerine
Atatürk ;
“Dediğin gibi olsa bile eğer aydınlanmaya devam etmez isek, o çobana on dakika mesafedeki köyün mollası, kendi çıkarına dokunduğu için o yazıyı beş dakikada siler.” demiş. Bilmem anlatabildim mi Hasan dayı?
* ???