Atıf MUTLU
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu  25.04.2012   (2807) Okunma

Tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilan eder.

Türkiye için geçerli olan ilkeler maddelerin altına eklenmiştir.

Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

Türkiye’de “bizden” ve “bizden olmayan” olarak doğarlar, çoğu başkasının aklına uyar, sorgulamadan yaşar ve birbirlerine “kindar” olurlar.

Madde 3 -Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.

Türkiye’de özellikle sivri dilli ve örgütlü muhalifler, güvenliklerini sağlamak bahanesiyle tutuklanıp hapiste unutulabilir.

Madde 4- Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır.

Türkiye’de siyasi parti başkanlarının milletvekillerine karşı davranışları ile cemaat yapılanmasındaki hiyerarşi bu kapsam dışındadır.

Madde 5- Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.

Türkiye’deki muhalifler ve tutuklu çocuklara yapılanlar ile genelkurmay başkanına “terörist” denilmesi, ülke kahramanlarının onurunun kırılması, psikolojik harekat ve ömür boyu tutukluluk ceza sayılmaz..

Madde 9- Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.

Türkiye’de bu işi başbakan yürütür ve muhalif gazeteci, yazar-çizer, asker, bürokrat, siyasetçi vb bu haktan yararlanamaz (Onlara zevk almayı öğrenmeleri tavsiye edilir).

Madde 11 - Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.

Türkiye’de mahkemeler, yargılamanın başlangıcında hükümetin ve yandaş basının verdiği karara uyar..

Deniz Feneri ve benzerlerine bulaşan yandaşlar her durumda suçsuz sayılır.

Madde 12- Kimsenin özel yaşamına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz.

Bu madde herkesin telefonlarının dinlendiği Türkiye gibi ülkelerde “eşitlik” olarak yorumlanmalıdır..

Madde 18- Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır.

Türkiye’de Sünni tarikat ve cemaatler dışındakilerin böyle bir hakkı yoktur.

Madde 20 - Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır.

Türk hükümetinin de toplananlara biber gazı, cop, tazyikli su gibi ikramlarda bulunması töresi gereğidir..

Yandaş örgütlere girmeyen ya da destek vermeyenler işsiz kalmayı kabul etmiş sayılırlar.

Madde 21 - Herkes, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.

Türkiye için “doğrudan ve serbestçe seçilme” terimi parti başkanları tarafından seçilenleri kapsar. Büyük çoğunluğun kaval dinleme hakları saklıdır.

Madde 26- Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır.

Türkiye’de gençlerin birey olmaları yasaktır. Onlar birey olunca sürüden ayrılıp yönetilmeleri zor olacağından gençliğin “kindar ve dindar” olarak yetiştirilmesi daha uygun olur.

Madde 30- Bu bildirgenin hiçbir kuralı, herhangi bir devlet, topluluk veya kişiye, burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını verir biçimde yorumlanamaz.

Türkiye’de bu sınırlamalar muhalefeti ve yandaş olmayanları sindirmeye yetmezse “yok kanun yap kanun” yöntemi uygulanabilir.

Hala Hak’ka tapan halk temsilcilerinin insan hakları anlayışından şüpheniz mi var?

Eh ben ne diyeyim size. Siz münafıksınız!