Atıf MUTLU
Terörle Mücadele Ediliyor(mu)  25.01.2012   (3154) Okunma

TERÖRLE MÜCADELE EDİLİYOR (MU?)

Dilimize perseng oldu; terörle mücadele.

Şu anda 30 lu yaşlarda ve daha küçük olanlar hep bu cümleyi duyarak

büyüdüler; geleceklerini, planlarını, heyecanlarını ve korkularını hep bu cümle etkiledi.

Yıllardır bu sorunla yatıp bu sorunla kalkıyoruz.

Ama çeşitli sebeplerden dolayı “Terörle gerçekten mücadele ediliyor

mu?” Diye sorgulamadık.

O halde soruyorum ;

“ Silahlı ve silahsız çatışmalar sürerken çözüm için terörle mücadele

adına ne yapıldı?

Örneğin;

1. Terörle mücadele edilen bölgelerde kaç km demiryolu veya karayolu

yapılarak ulaşılmaz yerler ulaşılır hale getirildi?

2. Üretime yönelik kaç işletme kurularak işsizliğin kol gezdiği yerlerdeki

insanlara iş alanı açıldı?

3. Siirt’in fıstığı, Maden’in bakırı, Şırnak’ın kömürü, Hakkari’nin balı, Kars’ın

hayvancılığı marka yapılıp ulusal ve uluslar arası pazarlara sunuldu da bizim mi haberimiz yok?

4. Batman ve Tunceli turizme açıldı da turistlerin haberi mi yok?

5. Ziraat fakültesi mezunlarının işsiz dolaştığı ülkemizde her köye bir ziraat

danışmanı görevlendirildi de köylüler mi istemedi?

6. Her il ve ilçeye camiden çok okul yapıldı da öğrenci mi bulunamıyor?

7. Bugünün anneleri dünden eğitildi de hafıza kaybına mı uğradılar?

8. Toprak reformu yapıldığı için mi Bismil’in Sinan köylüleri hala ayaklanıp

toprak istiyorlar?

9. Meclise toprak ağaları ile aşiret reisleri dışında halk adamı aday

gösterdiler de halk mı seçmedi?

10. Sınırdaki yerleşim birimlerinde “sınır ticareti” rejimi uyguladı da

vatandaş mı istemedi?

11. Akademisyenlere “Neden terör?” diye alanda, sosyolojik, psikolojik ve

ekonomik çalışmalar yapıp kitap yazma imkanı sağlandı da satışa mı çıkarılmadı?

12. Başbakan İsmet İNÖNÜ’nün 1936 yılı şartlarında bölgeyi bizzat gezerek

hazırlayıp Atatürk’e sunduğu rapor gibi ayakları yere basan raporlar hazırlandı da biz mi duymadık?

Bunların hangisi yapıldı?

Bunlar yapılmadan terörle mücadele ediliyor demek, güya çözüm aramak, açılıp saçılmak milleti saf yerine koymak değilse nedir?

Kaval çalmayı bırakın çünkü biz “Meee!” lemekten bıktık.

Kendimizi kandırmayalım. Bu ülkenin tarihinin, yaşadığı bölgenin, halk yapısının özel olduğu gibi sorununun da özel olduğunu bilecek ve çözümünü de kendimize özel geliştireceğiz.

Milli Eğitim Bakanlığına aldığımız yabancı danışmanların önerileriyle dünyada hala örnek kabul edilen “Köy Enstitüleri”ni kapattık da ne oldu? Köylülerimizi cahil bırakıp teröristlere çanak tuttuk.

Karar vericilere sesleniyorum.

Bırakın süslü lafları.

Bırakın sen-ben yarışını.

Bırakın Silahlı Kuvvetlerle uğraşmayı,

Bırakın bu ülkenin temellerini sarsmayı,

Kısaca bırakın başka ülkelere uşaklığı.

Ayaklarınız yere değsin. Bu ülkede 30 yıldır bu kavgayı her

hücresiyle yaşamış her kesimden akil adam var. Çok mu zor bağımsız bir ülke gibi davranıp "özgün çözüm " bulmak? Hayır!

Yüzlerce defa hayır!!!

Eğer ben 1987 yılından beri bu kavganın her aşamasını yaşayan ve sebeplerini sorgulayan şahidi isem bir kez daha yüksek sele haykırıyorum; HAYIR!

İnanıyorum ki “biz” bu sorunu çözeriz.

Yeter ki kararsızlığı, ikiyüzlülüğü bir yana bırakıp samimiyetle;

Ya bir yol bulmaya,

Ya da bir yol yapmaya, yürekten kararlı olalım..