Atıf MUTLU
Vekillerin Maaş Operasyonu  28.12.2011   (3048) Okunma

Milletvekili maaşlarına gece yarısı operasyonu ile % 100 zam yapılmış. Meclis başkanı da zamları savunmak için “ zamları yaparken dünya parlamentolarını göz önüne aldık” diyerek espri anlayışına yeni bir açılım getirmiş. Ne yapsaydı yani ?

* Kendilerini bırakıp açlık sınırında yaşayanları mı düşünseydi?

* Milli geliri hakça dağıtmaya mı uğraşsaydı?

* Tüyü bitmemiş yetimin hakkını başkasına mı yedirseydi?

* Rantı dağıtmayıp vekillerin dedikodu yapma riskini mi göze alaydı?

Bunun üstüne yapılacak basın toplantısı da şöyle olurdu herhalde.

Gazeteci: Sayın Başkan milletvekillerine yapılan zam hakkında ne diyeceksiniz?

Meclis başkanı: Seçimden önce söz vermiştik ya bir intibak yasası çıkaralım diye, hatta muhalefet bile desteklemişti onu yaptık.

Gazeteci: Efendim o memurlar için değil miydi?

Meclis başkanı: Memur mu demiştik? Dilimiz sürçmüş, ama memur derken vekilleri kastetmiştik. Malum memur sayısı kalabalık vekiller biraz daha az, hi birine yapmamaktansa hiç olmazsa bir kısmına yapalım diye uğraştık.

Gazeteci: Efendim maaş miktarını tespit ederken neye dikkat ettiniz?

Meclis başkanı: Çok adil davrandık. Haksızlık olmasın diye bütün dünya parlamentolarını inceledik, ona göre karar verdik.

Gazeteci: Dünyada bu kadar maaş alan vekil var mıymış efendim?

Meclis başkanı: İşte ben de tam onu diyorum. Baktık dünya parlamentolarında kim ne maaş alıyor. Vekillere en yüksek maaşı İtalya veriyormuş: tam 9100 dolar. Şu İtalya’nın, eti ne budu ne? Arkadaşlarla dedik ki “bizim İtalyan vekilden aşağı kalır neyimiz var ki maaşımız aşağı kalsın”. Ve onların biraz üstüne çıkalım diye maaşları 10.000 dolar yaptık.

Gazeteci: Ama efendim İtalya’nın milli geliri 40.000 dolar. Bizimki 10.000 dolar,

Meclis başkanı: Dikkatinizi tebrik ediyorum. Onun için 10.000 dolar yaptık zaten. Yoksa 40. 000 dolar yapardık. Yani haksızlık olmasın diye milli gelirden payımıza düşeni alıyoruz.

Gazeteci: Ama millet alamıyor efendim.

Meclis başkanı: Doğru ama eksik söylüyorsunuz. Bakın vekiller alabiliyor, icraatlarımıza biraz olumlu bakın.

Gazeteci: Efendim millet kendisiyle alay edildiğini düşünüyor.

Meclis başkanı: Kardeşim niye anlamak istemiyorsunuz, ben “ diğer ülkelerin vekil maaşlarının milli gelire oranına baktık “ dedim mi? Hayır! Ne dedim “dünya parlamentolarını dikkate aldık”. Niye her şeye olumsuz yaklaşıyorsunuz. Tamam bazı aksaklıklar olabilir, her ülkede olur, ama bu ülkede vekillerin refah seviyesini artıran zamlar gibi güzel şeyler de oluyor diye yazsanız elinize mi yapışır?

Gazeteci: Efendim nasıl yazalım milyonlarca insan 750 tl asgari ücrete talim ederken? “Vekil maaşları asgari ücretin 24 katı” ya da milli gelire oranı % 100 diye?

Meclis başkanı: Bakın açıklayayım. Bir milletvekili kaç asılı temsil ediyor? Yaklaşık 135.000 vatandaşı. Fahri imamlar gibi vatandaştan maaş alsaydık, her vatandaş 1 tl verseydi vekil başı 135.000 tl olacaktı. Ama vicdan var tabi o kadar olmasın dedik.

Gazeteci: Özür dilerim beyefendi biz o kadar hince pardon ince düşünememiştik. Yani diyorsunuz bizi Allah korumuş. Yoksa bu hesabı dikkate alacaktınız.

Meclis başkanı: Biz ne diyoruz? İçimizde Allah korkusu var tabi.

Gazeteci: Efendim o zaman niye gece yarısı operasyonu ile geçirdiniz yasayı.

Meclis başkanı: Daha önemli konuları öne aldık. Saatler ilerleyince seyirci de kalmıyor, böyle önemsiz konular için meclisi ve vatandaşlarımızı meşgul etmeyelim diye iki arada bir derede kimse ne olduğunu anlamadan geçirdik.

Gazeteci: Neyi geçirdiniz efendim?

Meclis başkanı: Kanunu kardeşim, kanunu! Siz de hepten fesatsınız!

Röportajı izleyen vatandaşlardan biri acı acı gülümser ve diğerinin kulağına eğilerek fısıldar;

* Duydun mu? Vekiller “o”na kendi aralarında “kanun” diyorlarmış!