Leman CAN
Arap Baharı  23.11.2022   (445) Okunma

Bir önceki Arap Baharı, Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını değiştirecek BOP ‘u başlatmıştı.

Bu “Arap Baharı” da Türkiye’nin dış politika sınırlarını değiştirecek.

Önce İsrail’e “one minute” dediler.

Büyükelçilikleri kapattılar.

Zannedersin İsrail’i haritadan silecek.

Sonra ne oldu? Elçilikleri tekrar açtılar. Şimdi can ciğer kuzu sarması gibiler.

Arabistan, Kaşıkçı cinayetinde İstanbul Konsolosluğunu mezbaha olarak kullandı.

Hükumet kayıkçı kavgası yaptı.

Sonra Türkiye’de açılan davayı Arabistana devretti ve prensle sarmaş dolaş oldular.

15 temmuz olayında BAE’yi çarmıha gerdiler. Yaptırım üstüne yaptırım yapacağız dediler .

Sonra koşarak filmlerdeki gibi kucaklaştılar.

Mısır diktatörü Sisi ile ilişki o kadar gerildi ki Cumhurbaşkanı İstanbul seçimlerinde “Sisi mi diyeceğiz Binali mi?” diye slogan bile yaptı.

Sonra kendisi “Sisi” dedi.

Hem de elleri birbirlerinin avuçlarında, birbirlerini o kadar özlemişler ki..

Tabi ki diplomaside esas olan ülke çıkarıdır. Ama bu mahalle maçı gibi oynanmaz. Bugünleri öngörüp ona göre politika çizeceksin. Yani satranç oyuncusu olman yetmez “GO” oyuncusu olacaksın. Yoksa herkesin oyuncağı olur bu ülkenin onurunu kırarsın. Bugün olduğu gibi.

Öngörüsüz ve liyakatsız yöneticiler yüzünden ağa ile marabanın hikayesini gerçeğe döktük.

Traktörün parmakla sayıldığı dönemde ağa traktör koltuğunda, yanında marabası kasabaya doğru yola çıkar. Yol biraz uzundur. Ağanın aklına biraz eğlenmek gelir. Yolda gördüğü bir hayvan pisliğini görünce durur ve marabasına:

- Şu gördüğün fışkıyı yersen bu traktörü sana veririm.

Maraba şaşırır ama teklif de iyidir. Ömrünce sahip olamayacağı bir traktörü olacaktır.

- Sözün söz mü ağam?

- Söz.

Bunun üzerine maraba zorla da olsa fışkıyı yer.Ağa bunu beklemiyordur. Mecburen traktörü verir ama morali bozulmuştur. Direksiyona maraba geçer ve hiç konuşmadan kasabaya varırlar. İşleri bitip geri dönerken ağanın aklında tek şey vardır; traktörü geri almak.

Bir müddet sonra yolda dururlar. Ağa yerdeki bir hayvan pisliğini göstererek:

- Ben bu fışkıyı yersem traktörü tekrar bana verir misin?

Maraba, ağanın fışkı yemeyeceğinden emin olarak:

- Tabi veririm ağam.

Ağa traktörden iner ve fışkıyı yer. Tekrar traktörün direksiyonuna geçer.

Maraba şaşırmıştır. Bir müddet suskunluktan sonra maraba :

- Ağam bir şey soracağım.

- Sor bakalım.

- Kasabaya giderken direksiyonda sen vardın. İddiaya girdik ben kazanıp direksiyona geçtim. Dönerken girdiğimiz iddiayı sen kazanıp traktörü tekrar aldın. Yani giderken de dönerken de direksiyonda sen varsın.

- Eeee.

- O zaman biz bu fışkıları niye yedik ağam?

- ???

Madem buralara gelecektik biz bu fışkıları neden yedik ?

Onun için diyorum ki :

Dış politika hükumetlere bırakılmayacak kadar önemlidir.

Hele de makamların sadakatla verildiği hükumetlere.

22.11.2022