Leman CAN
İKARUS SENDROMU..  07.06.2022   (593) Okunma


İkarus, Atina’da ilk tanrı heykellerini yapan, gemileri rüzgardan faydalanarak yüzdürmeyi sağlayan sanatkar ve mucit Daidalos’un oğludur. 

Karıştığı bir olay sebebiyle Atina’dan sürülen Daidalos Girit’e gelerek kral Minos’un himayesine girmiştir. 

O sıralarda Girit adası yarı insan yarı boğa bir canavar olan Minotor (Minos’un boğası) ile uğraşmaktadır. Kral Minos, Daidalos’tan, herkese zarar veren oğlu Minotor için bir hapishane yapmasını istemiştir. 

Bunun üzerine Daidalos, girenin bir daha çıkışı bulamayacağı bir labirent inşa eder ve Minotor oraya kapatılır. 

 Kral Minos’a yenilen Atinalılar haraç olarak her yedi yılda bir en güzel yedi erkek ve yedi kızı Minotor’a kurban olarak göndermek zorunda kalırlar. Kurbanları götüren gemi siyah yelkenlidir. 

Atina’nın veliahtı Theseus, Minotor’u öldürüp bu utanca son vermek ister. Babası oğlunu bu ümitsiz çabadan vazgeçirmeye çalışsa da başaramaz ve bir şartla izin verir. Eğer Minotor’u öldürürse dönerken gemiye beyaz yelkenler çekecektir. 

Diğer kurbanlarla beraber yola çıkan Theseus Girit’e varırlar. Kurbanları halka teşhir etmek için tören yapılır. Seyredenler arasında olan kral Minos’un kızı kurbanlardan veliaht Theseus’a aşık olur. Onun ölmemesi ve labirentten çıkabilmesi için Daidalos’tan öğrendiği yöntemi Theseus’a aktarır. Ona bir ip yumağı verir. Labirente girince bu ipi girişe bağlayarak ilerleyecek, işi bitince de ipi takip ederek dışarı çıkabilecektir.

Bütün kurbanlar labirente bırakılır. Theseus ipi bağlar ve ilerlemeye başlar. Minotor ile karşılaşır. Aralarında müthiş bir dövüş başlar. Sonunda galip gelen Theseus’tur. Minotor’u öldürür. Bağladığı ipi takip ederek diğer kurbanlarla beraber dışarı çıkarlar. Kendisine aşık olan kralın kızı Ariadne’yi de alarak Atina’ya dönmek üzere gemiye binerler. Ancak babasına söz vermesine rağmen gemiye beyaz yelken takmayı unutur.

Atina limanına yaklaştıklarında gelen gemiyi izleyen babası Aigeus (Egeus) gemide siyah yelkenleri görünce oğlunun öldüğünü düşünür ve denize atlayarak intihar eder.( O denize onun anısına Ege Denizi adı verildiği rivayet edilir) 

Bu sırada Girit’te kral Minos oğlunun öldüren kurbanların nasıl kaçabildiklerini araştırmaktadır. Sonunda bu fikri kızına verenin Daidalos olduğunu öğrenir ve Daidalos ile oğlu İkarus’u labirente hapseder. 

Daidalos, labirenti kendi yapmasına rağmen cıkışı yıllarca bulamaz. Kaçmak için başka çareler arar. Sonunda ancak uçarak kaçmanın mümkün olduğunu görerek labirente dökülen kuş tüylerini toplamaya başlarlar. Yeterli miktarda kuş tüyü topladıktan sonra bunları balmumu ile birleştirerek kanat yapıp vücutlarına yapıştırırlar. 
Artık uçarak kaçmaya hazırdırlar. 
Daidalos kaçıştan hemen önce oğluna: 
* - Uçarken ne çok alçak ne de çok yüksekten uçacaksın. Alçaktan uçarsan denizin nemi kanatlarını ağırlaştırır uçamazsın. Çok yükseğe çıkarsan bu sefer de güneş kanatlarının balmumunu eritir ve düşersin. Beni takip ederek uç” der. 

Önce baba, peşinden de oğlu İkarus kanatlarını çırparak havalanırlar. 

O kadar uzun süre kapalı kalmışlardır ki İkarus özgürlüğü iliklerine kadar hissetmeye başlamıştır. Uçmanın ve her şeyi yukarıdan görmenin verdiği zevki artırmak için daha yükseğe çıkar. 

Yükseldikçe neşesi artmış neşelendikçe daha yükseğe çıkma arzusu kamçılanmıştır. 

Ancak kanatlarındaki balmumu erimeye ve kanatlar tek tek dökülmeye başlamıştır. Artık yapacak bir şey kalmamıştır. Kanatlar düşer ve İkarus denize düşerek boğulur.

Günümüzde İkarus sendromu olarak bilinir. Yönetimlerle özdeşleştirilir. 

 “İkarus’u tanımadık ama sendromunu yaşayanlarca yönetiliyoruz” dediğinizi duyar gibiyim. 
 
Evet ! 

Cahilliğimizden kanat, inancımızdan balmumu yapıp yükseldiler. 

Yükseldikçe kibirleri arttı, halkı karınca gibi görmeye başladılar.

İnancımızı o kadar istismar ettiler ki balmumları, uyanan halkın ışığında erimeye başladı. 

Artık bu yükselişte sona geldiler. 

İkarus sendromuna yakalanmışlar, sonucuna da katlanacaklar.

Milletin denizinde boğulacaklar.. 

Bu halk Cumhuriyet limanına yaklaşırken gemisine aydınlığın ve zaferin sembolü beyaz yelkenleri törenlerle takacak. 

Pek yakında.