Ercan KILIÇLI
Basında Sansür Bitmez Şekil Değiştirir  23.07.2021   (972) Okunma

Bugün 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra basında sansüre son verilmesinin 113. yıl dönümü.

Peki basından sansür kalktı mı?

14. yılına girdiğim bu meslekte ne sansünler gördüm.

Açık yazmak gerekirse devlet kurumlarındaki görevlilerden mesela vali´den, mesela il emniyet müdüründen, mesela devlet hastanesi başhekiminden, şahsıma telefon ile arayıp ´´şu haberi neden yaptın kaldır o haberi´´ diyen olmadı.

Bu durum belki de benim hassasiyetimden, fazla devletçi olmamadan kaynaklanmış olabilir.

Peki; bana kimler nasıl sansür uyguluyorlar?

Günümüzde basına sansürün en önemli ayağı maddi, yani parasal sansürdür.

Özellikle yerelde gazetecilik yapanlara en önemli sansür aracı, reklam, ilan kesme sansürüdür.

Alehinde haber yaptığınız Belediye Başkanı yada Siyasi parti il, ilçe başkanı veya milletvekili doğal olarak size zaten reklam veya ilan vermez.

Buraya kadar normal bir durumdur. 

Hem adam hakkında (yapamadıklarını) haber yapacaksınız, onun siyaseten yükselmesini bir nevi engelleyeceksin, hem de reklam dolayısı ile parasının alacaksın.

Tabi ki akla mantığa sığmıyor.

Ancak işin enteresan tarafı, hakkında (yapamadıklarını ya da yanlış yaptıklarını) yazdığınız haber sonrası, size reklam veren iş adamlarının tehdit edilmesidir.

Yıllar önceydi; Çorlu kökenli bir milletvekili hakkında yaptığım bir haber sonrası corluda.com internet sitesine reklam veren iş adamı beni telefonla arayarak;

´´Ercan bey sizi takdir ediyorum, güzel haberler yapıyorsunuz, şehrimizin sıkıntılarını dile getiriyorsunuz, bizim firmanın tanıtımını da gayet iyi yapıyorsunuz, sizden çok memnunuz, ama şu reklamı kaldırabilirmiyiz´´ dedi.

Bir iş adamı her şeyden memnun iken neden reklamı kaldırılması için ricada bulunur ki;

devamında ´´Sakın yanlış anlamayın reklam karşılığı ödemelerimize devam edeceğiz, her ay düzenli ödememizi yapacağız, ama bizim reklam orada görülmesin´´ dedi.

Nasıl yani? dedim hem para vereceksin hem de reklamın yapılmasını istemeyeceksin..

Durumu sonradan öğrendim. adı gecen milletvekilinin danışmanı, iş adamından rica etmiş, ´´o internet sitesine reklam vermeyeceksiniz´´ demiş.

İktidar partisinin milletvekilinin danışmanın ricası iş dünyasında emir tekakki edilir. 

Tabi reklamı kaldırdık, ´´hak etmediğimiz parayı almayız´´ dedik ve reklam gelirimiz son buldu.

Sonra ilerleyen yıllarda o danışman ile çok samimi olduk ama olan oldu bir kere..

Gazetecilere sansür her dönem her yerden olur.

Bazen evdeki eşin rahatsız olur, bazen iş yerindeki arkadaşın, arar ´´o haberi kaldır´´ der.

Gazetede çalışıyorsan patron her an ensendedir, günlerce bir haberi kovalarsın her şey tamamdır yazarsın haberi, ama patronun sansürüne uğrar, patron ´´çok güzel haber olmuş, ama şimdi bunu yayınlamayalım sonra bakarız´´ der.

Sorarsın araştırırsın ´´neden şimdi yayınlamıyoruz´´, çünkü gazetenin patronu Belediye yada Hükümetin yereldeki temsilcileri ile başka bir ticari iş aşamasındadır.

Bazen tam tersi olur, patron alehte haber yapılmasını rica eder.


ya da iş adamı 3 kuruş reklam vermiştir, telefonla arar ´´abi bak gördün mü neler olmuş´´ der. 

yani yaz bunu demektir. 3 kuruş reklam vermiştir, sanki gazeteciyi satın almıştır.

Son moda sansür, sosyal medyadan saldırmaktır. 

Yaptığınız bir habere, haberin içeriğine bakmadan, okumadan, anlamadan, sosyal medya üzerinden organize bir şekilde sizi rencide eden hakaret içeren yorumlar yapılmasıdır.

Saldırıda bulunanlar bir kişinin talimatı ile, ahlak kurallarını hiçe sayarak arkasına iktidarın gücünü de alarak saldırıda bulunarak gazeteciye sansür uygulamaya çalışırlar.

Sansür bitmez şekil değiştirir.