Bir bütün olarak insana bakabilmek….
Çoğu zaman insanları çok çabuk yargılıyor ya da çok çabuk körü körüne hayatımıza alıyoruz. Zaman zaman üzülüp zaman zaman hayal kırıklığına uğruyoruz. Peki bunların sebepleri neler ?
İnsana bir bütün olarak bakamıyoruz çoğu zaman. Kişiyi yargılarken yaşamış olduğu zorlukları düşünmüyoruz. Eleştirirken davranışlarının altında yatan iyi kişiliği (özellikleri) göremiyoruz. Küçümserken kötü yanlarının yanında iyi yanlarını görmeye çalışmıyoruz.
Hepimizin hayatında çektiğimiz acılar, yaşadığımız kayıplar, vazgeçişlerimiz ve kırgınlıklarımız oldu. Ama maalesef ara sıra sanki hiç kimse bunları yaşamıyor sadece biz yaşıyormuşçasına davranıyoruz.
Tabi burada ki tek etken bizlerin empati yapması yada yapmaması değil. Duygular genellikle etki tepki şeklinde karşılıklı olur neticede…
Mesela “ kıskançlık ”… İnsanların birbirlerinin başarıları ya da iyi zamanlarından ziyade, mutsuzluklarından beslenmesi gibi…
Her ne olursa olsun insan kendi özünde ki saygıyı, sevgiyi kaybetmemeli. Birilerinin mutsuzluğu ya da zayıflığı kişiyi yükseltmemeli. Sadece kendisini o kişinin duygu halinde olduğunda nasıl davranır, bunu sorgulayıp öz eleştiri yapabilmeli.
İnsan;
Yaşar
Güler
Ağlar
Başarılı olur
Başarısız olur
Mutlu olur
Kaçar
Dibe vurur
Vazgeçer
Yeniden yeşerir
Ders alır
Ders verir
Bunlar hepimizin zaman zaman yaşadığı, yaşayacağı duygular. Saygı duymalı, sevmeli, merhametli olmalı, güvenmeli, özlemeli … ama kendini asla unutmamalı.
İnsan demek;
Ben olmak, sen olmak, biz olmak ,bir olmak… bir gün mutlaka eleştirdiği kişi olmak.