Ercan KILIÇLI
Kişileri Korumak mı? Basını Susturmak mı?  19.01.2021   (1107) Okunma

İnternet sitemizin eposta adresine esb.org.tr adresinden gelen bir eposta ile gelişti her şey; 

Erişim Sağlayıcılar Birliğinden gecen hafta gelen epostada; Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin aldığı karar ile; http://www.corluda.com/yazi/corluhaberdetay.asp?yazi_id=2479 linkinde yer alan haberin derhal çıkartılması ve tarafımıza bilgi verilmesi isteniyordu.

´Yüce Türk adaletinin kararına boynumuz kıldan ince dedik´ derhal gereğini yaptık. daha sonra içgüdüsel olarak ´´neymiş bu haber´´ dedim ve arşivden haberin içeriğini buldum. 

Bundan tam 9 sene önce 2012 yılının 4 Nisan günü yaptığım haberde; Trakya genelindeki sanayi fabrikalarının kimyasal atıklarını sözde berteraf edecek olan ve adının E.E. ile başlayan Çorlu Karatepe´de kurulan bir tesis hakkındaki habermiş.

Haberin başlığı her zaman olduğu gibi dikkat çekici ´E.E.ye 7 soru?´ ama haberin içeriğinde CHP Tekirdağ Milletvekili sayın Candan YÜCEER´in TBMM´de vermiş olduğu yazılı soru önergesinin içeriği var.

İlk tepkim ´´Ne var ki bu haber içeriğinde´´ oldu bir Milletvekili en demokratik hakkını kullanıyor, TBMM de soru önergesi veriyor, yerelde bir gazeteci de haber sitesinde bunu haberleştiriyor. 

Buraya kadar her şey normal, 5187 sayılı Basın Kanunu, 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınlar kanuna aykırı hiç bir şey yok.

Gelen eposta içeriğini incelediğimde Mahkeme kararına istinaden bizle beraber 19 ayrı haber sitesinin, aynı tesis hakkında, değişik tarihlerde yapmış olduğu haberin tamamının kaldırılması, erişime engellenmesi isteniyor.

Gerekçe: 2016 yılında kabul edilen 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanuna istinaden Kişisel Verileri Koruma Kurumunun 23 Haziran 2020 tarihinde almış olduğu bir kararlar gereği; E.E firmasının ´´Unutulma hakkı, internet ortamında bir haberin uzun süredir kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişinin şeref ve itibarının zedelenmesi durumunun gündeme gelmesi.´´ paragrafındaki kanuni hakkını kullanarak haberin kaldırılmasını istemesi ve mahkemenin de bu yönde karar vermesi.

Şimdi akıllara gelen soru şu? 
Her önüne gelen, ´´kişisel verilerimin korunmasını istiyorum şu haberde şeref ve itibarım zedeleniyor´´ diyerek istediği haberi kaldırma ve erişim engellemesi hakkı doğmuş mu oluyor.

Diğer bir soru; bu köşe yazısında anlatılan olayda görüldüğü gibi tehli-keli atıkları berteraf etmesi gereken tesisin kişisel veri koruma hakkı var da; kirlettiği havadan, sudan, zarar gören vatandaşların kişisel hakkı yok mu? 
´´sağlığım elden gidiyor´´ diyen vatandaşın kişisel hakkı ne olacak?

Oysa kişilerin özel hayatının korunması; basın kanununda ve internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi kanununda, açık ve net bir şekilde yer alıyor. 

Örneğin  İntihara yönlendirme,  Çocukların cinsel istismarı, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, Sağlık için tehlikeli madde temini,  Müstehcenlik, Fuhuş, Kumar, haberleri yapmak ilgili kanunlar ile yasaklanmıştı.

Bana göre 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanuna istinaden, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 23/06/2020 tarihinde almış olduğu karar; BASININ BOYNUNDA GİYOTİN olarak bekliyor.

Bundan sonra yapılan her haber, istenildiği takdirde internet ortamından 4 saat kaldırılabilir ve erişimi engellenebilir. 

Bu durumda basın özgürlüğünde Dünya ülkeleri arasında 3. ligde olan ülkemiz amatör lige düşer.

Diğer bir soru da; Ülkemizde bulunan Basın Dernek, Cemiyet ve Federasyonlara; 

Bu gelişmeler yaşanırken siz neredesiniz? Bu gidişata kim dur diyecek?  Yoksa gazeteciler bundan sonra çiçek böcek haberi mi yapacak.