Gülden ADIGÜZEL
Girizgah  25.06.2020   (1682) Okunma

Çocukluğumdan beri iyi okurum. Elime geçen her şeyi; gazete, kitap, dergi… Okumak, insanda belli bir bilgi dağarcığı ile birlikte yazma ihtiyacı da doğurabiliyor. 
Kitaplarını takip ettiğim bir yazar ‘’On oku, bir yaz; on yaz, bir yayımla.’’ derdi. Nasip, cesaretimi toplayıp Sn. Ercan Kılıçlı’ya ‘’Ben yazmak istiyorum.’’ dediğimde kendisinin de bana ‘’Yaz tabii, memnun olurum.’’ dediği  güneymiş. Bu nasip sizlerin bunları okuduğunuz sırada gerçekleşmiş oluyor. İçimdeki bir ukde daha yerini nasibe bırakıyor. Ukdemin nasibe dönüşmesinde bana güvenerek bu imkânı tanıyan Ercan Bey’e teşekkür etmeden girizgâh yapmak doğru olmazdı.
Teşekkür ediyorum…
Peki, ben ne yazacağım? Bu yazıyı kaleme almadan önce de bunu günlerce düşündüm. Nihayetinde karar verdim. Ben beni, bizi, insana dair her şeyi yazacağım. Ete, kemiğe, fikre, duyguya bürünmüş insanoğlunu harflere, kelimelere bürüyeceğim. Yani içimi yazıya dökeceğim. Konu insan olunca insanın söyleyecek sözü bitmese gerek.
Biriktirdiklerim okunmaya değer mi zaman gösterecek. Ben her ne kadar kendimle söyleşecek, dertleşecek de olsam okunmaya değer olup olmadığını takdir edecek olan tabii ki sevgili okurlarımız olacak. Kimsenin zülf-ü yârine dokunmadan herkesin yüreğine dokunabilmeyi, kalp dilinin ortak kelimelerini bulup , insan olmanın erdemlerini bir kenara bırakmadan yazabilmeyi arzu ederim. Çok klişedir ama Divan şairimiz Bâki’nin de dediği gibi  ‘’Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.’’ Bunun için yola çıktım, umarım okurlarımızla yolumuz gibi yüreğimiz de kesişir. Yolculuğumuz hayırlı olsun. Satırlarda tekrar buluşana kadar, kalın sağlıcakla…