Hülya PERİN
İnsanlığın Göçü  02.06.2020   (1387) Okunma

Sen buraya göç etmeden önce,

Çeşmelerden kaynak suyu geliyordu,

Herkesin suyu vardı,

Ormanlık alanlar panayır yeri oluyor,

Lunaparklar bile kuruluyordu,

Kuzular dostlarla saz eşliğinde,

Yavaş yavaş kızarmak için dönüyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

Ormanların çamlığında bir bebek kimsesiz nefessiz bulunmadığı gibi,

Gazete kağıtına sarılmış bir kadın kalçasının kırıntısı da bulunmuyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

İnsanlar insanlıklı yürüyordu,

Öyle pantolan, gömlek gitmiyordu,

Lavanta kolanyalı,traşlı temiz,

Hergün bayram sabahında günaydınlaşıyordu,

İşler rast gitsin, iyi günler ola deniyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

Öyle gençlik okuldan kaçıp, küçük mazeretler bulup,

Birde kafayı bulup yerlere düşmüyordu,

Köşe başlarında yıkılmış bir gençlik yoktu,

Kaçmayı,düşmeyi,yıkılmayı bilmiyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

İlk emir oku’yu herkes biliyordu,

Okunacak ne varsa atık kutularında bulunmuyordu,

Kitaplar kitaplıkta küflenmiyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

Küfür kırathanelerde pişpirik çevirenlerin,

Papaz kızının sana bana kalmasına söyleniyordu,

Öyle ulu orta analı,avratlı her yiğitin dudaklarından dökülmüyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

İlaçsız,böcekli tarlalarda buğdaylardan,

Tohumluk yetişebiliyor,

Adam boyu başaklar yol alıyordu,

Hayvanlara bile kışlık saman çıkıyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

Ormanlar sadece çam ağaçlarında oluşmuyordu,

Çocuklarımıza oksijen olup ciğerleri için çalışıyordu,

Bir küçük kıvılcımla ormanlı çocukların ciğerleri yanmıyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

Tüm dostlar bir arada çay içip,

İmece usulü tüm tarhanayı,yufkayı el ele birlikte gelecek kışa hazırlıyordu,

Kar’lar yerde uzun kalacak diye,

Bir kürek kapı arkası,

Çok büyük komşuları düşlüyordu,

Donan serçeleri besliyordu,

Ve onları kimse öldürmüyordü.

Sen buraya göç etmeden önce ,

Adap ney ise ona adapte bir onluk nesil,

Sessizliğin kuralı gibi başı öne eğik yürüyordu,

Utanmayı bildiği gibi,

Vicdanını da sorgulayabiliyordu,

Sessiz göz göze selam ile,

İmasız ama sessizce bir anlaşma gerçekleştiriyordu.

Sen buraya göç etmeden önce,

Türkü,kürdü,alevisi,sünnisi,lazı,papazı,inançlısı,inançsızı bir çoraba bakıp,

Yargılı olan her köşe’de mahkeme kurup,

Kendi başına ceza kesmiyordu