Nizamettin GÜMÜŞ
Karantinada Hissettiklerimiz  25.04.2020   (1475) Okunma

Günler hızla geçiyor ve bir aydan fazla bir süredir ülke olarak karantinadayız. Milletimizin hareketsiz kalmaya bağışıklığının olmaması bu sürecin kontrolünü zorlaştırdığı net olarak görülüyor.

Evde oturmaya alışkın olmayışımızın halkımızda çeşitli duygu yoğunluklarına yol açtığı halet-i ruhiyemizden belli oluyor. Öyleyse biz de kendimize birkaç soru soralım ve ruh halimizi belirleyelim.

Sokağa çıkamama nasıl bir duygu? 

Yasak olduğu için cazip mi geliyor? Can korkusu nedeniyle "oh dedirtecek" kadar rahatlatıyor mu? Gelecek kaygısı nedeniyle, düşündürüyor mu? 

Geçmiş hayatımızı film şeridi gibi gözlerimizin önünde geçirtecek bir muhasebe yapmamızı mı sağlıyor? 

Bir şeyler bulup iktidarı suçlayacak sinsi duyguları mı kamçılıyor? Aç kalma endişesiyle fırın ve marketlere mi koşturuyor?

"Bir karar verildiyse mutlaka vardır bir sebebi" dedirtecek bir teslimiyet mi oluşturuyor? 

Bulmuşken fırsatını bir ekmeği 5 liraya sattıracak karaborsayı mı teşvik ediyor? Bir bahane bulup polise saldıracak kadar zıvanadan mı çıkarıyor? 

İki günlük yiyecek için, birkaç aylık ihtiyacı gördürecek aç gözlülüğe mi sürüklüyor?  Yasak hastalık yayılmasın diye konulurken, beden bedene yiyecek kuyruklarında saatlerce bekletecek derecede  delirtiyor mu?  

Market-fırın kuyruğunda sıra kavgasına neden olup, "bir kişi daha ölmesin" diye çaba sarf eden kahramanları unutturup, sıradaki vatandaşı bıçaklatacak kadar gözümüzü mü döndürüyor?

Yasak sadece büyükşehirlere mahsusken, küçük şehirde yaşadığınızı unutturacak kadar aklınızı mı başınızdan alıyor? 

Hangisi? 

Soruları vicdanımıza danışarak cevaplarsak en doğru olanı bulabileceğimize inanıyorum. Sonrasında ya olduğumuz gibi devam edeceğiz ya da kendimize çeki-düzen vereceğiz.
 
Bugünler geçtikten sonra her şeyin daha iyi olacağına dair zihinlerde bir inanç var. Buna inanasım gelmiyor. Zira şu an ülkede yaşanan değişim bir iklim değişikliği değil, atmosfer değişikliği. 

Atmosfer çok kolay ve çabuk değişebilmesiyle bilinir. İklimse uzun ve meşakkatli bir sürecin sonundaki değişikliğe işaret eder. Şu an ülkemizde gerçekleşen bir atmosfer değişikliğinden başka bir şey değil. 

Bu yüzden karantina bittikten sonra olumlu yönde değişiklikler olacağına dair pek fazla bir umudum yok. Ayrıca insanın içinden başlamayan değişimlere bir miktar da olsa umut bağlamak ne kadar gercekçi bir yaklaşım olur bilemedim. 

Dıştan gelen her etki bir tepki doğurur. Sosyal izolasyon bittikten sonra bir sosyalleşme patlaması olacağını düşünüyorum. 

Bu patlama vesilesi ile kurulan sosyal ilişkilerin yapı taşı ise sunilik ve samimiyetsiz bir nezaket olacak. Kendimi buna karşı hazırlamaya çalışıyorum.

Bu vesile ile Islâm coğrafyasının mübarek Ramazan-ı Şerif ayını tebrik eder, ülkemize ve tüm dünyaya hayırlar getirmesini Rabbim´den niyaz ederim.