Bugüne kadar yaşadığımız dünyada uyuya kaldık, aniden başka bir dünyada gözümüzü açtık. Günlük rutinimizi unuttuk, yeni başlangıçlara yöneldik.
Sadece kendi evimizde, sokağımızda, şehrimizde veya ülkemizde değil Dünya’da bir değişim sürecini yaşıyoruz.
Değerlerimizi, önceliklerimizi değiştirdik. Yeni kararlar aldık hatta. Hayati önem taşıyan birçok eylem veya konular en alt sıralara geriledi. Bugüne kadar hoyratça kullandığımız bedenimiz hatta nefesimiz için endişe eder duruma geldik.
Sevdiklerimizle tokalaşmak, kucaklaşmak ve öpüşmek en tehlikeli silah haline geldi. Çocuklarımızı uzaktan dokunmayı, öpmeyi öğrenmeye başladık.
Güç, mevki, makam ve para değerini yitirdi. Bankalardaki veya yastık altındaki paralar harcanamaz oldu. Sadece sağlıklı nefes alabilmek ve yeni bir güne uyanabilmek önceliğimiz oldu.
Adeta bugüne kadar bilinçli veya bilinçsizce yok ettiğimiz doğa bize aslında en ağır bedeli ödetiyor.
Çöplere ev sahipliği yapan deniz, fabrika atıkları ile kirlenen hava ve su adeta bize meydan okuyor. ARTIK ÖZGÜRÜM! Diye…
Çünkü Doğa; çiçek açan ağaçları, ötüşen kuşları, yemyeşil toprakları ile bütün büyüleyiciliğini kullanarak pencere arkasında sıkışıp kalan bize göz kırpıyor.
Bir fırsat sundu bize bu süreç.
Oturun ve düşünün dedi.
*********************************************
Bugün size diyorum ki;
Bu anın getirdiği güçlüklere ve sıkıntılara rağmen bir hayalimiz olsun hadi.
Gün gelecek, bu kötü günler geçecek. Ulus olarak ayağa kalkıp kapattığımız kapıları tekrar açacağız.
Gün gelecek, komşumuza günaydın demek için tıkırtıları takip edeceğiz.
Gün gelecek, tekrar birbirimize sarılacak, kucaklaşacağız.
Gün gelecek, bugüne kadar görmezden geldiğimiz bir hırs uğruna katlettiğimiz o ağaçlardan meyveleri toplayacak çocuklarımız.
Gün gelecek, girilmez dediğimiz denizlerden, bırakın çöp atmayı bulduğumuz çöpleri temizleyeceğiz.
Gün gelecek, sokakta hatta doğada tüm canlılar ile yaşamayı öğrenmiş olacağız.
Hepimizin umudu bu. Hissediyorum okurken başınız ile onayladığınızı.
********************************************
İçimizde taşıdığımız inançtır. İşte bu inanç sayesinde umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı yaratacağız. Yurdumuzu hatta dünyayı saran ahenksiz yaşamı, bu inanç sayesinde güzel bir kardeşlik senfonisine dönüştüreceğiz.
Bu inanç sayesinde bir gün özgür olacağımızı bilerek hep beraber çalışacak, hep beraber mücadele edecek, birlik olmak için hep beraber ayağa kalkacağız.
Şimdi sıra yaşadığımız bu kötü günleri asla unutmadan, doğanın ve yaşamın bize bugün sunduğu nimetleri layığı ile kullanacağımız güzel günleri hayal edip güç toplamak.
Direnç ve umudun eksilmediği güzel günlere.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın…
Feray KARAGÖZ
