Kızılay başkanının “depremzedeler için 10 TL Allah rızası için” mendilini kimin icazetiyle açtığı anlaşıldı. Hükumet küçüldükçe küçüldü ve çağın salgını için adeta camilerin önüne mendil açtı.
Yılbaşında milli piyangodan büyük ikramiye kazanıp üç beş yılda yiyerek öncekinden daha sefil duruma düşen hovardalara döndüler.
Televizyonda bir ülkenin başındaki parti başkanının konuştuğunu bilmesem figüran bulup konuşturmuşlar diyeceğim. Öylesine utandım.
Mendil açmaktan başka yapacağı bir şey var mıydı?
Ne diyecekti yani?
Mendil açmak zorunda kaldık. Çünkü;
İşsizlik fonunu bu günler için kurduk ama biz onu yedik mi deseydi?
Deprem vergileri topladık onları da iç ettik mi deseydi?
Her tür kriz düşünülerek kurulmuş olan sigortaları (şeker fabrikaları, et balık kurumu, hıffzıssıhha merkezi, askeri hastaneler, limanlar, Sümerbank, Türk Telekom, Tank palet fab. vb) kapattık çünkü biz aydınlıkta bile önümüzü göremeyenlerdeniz mi deseydi?
Hiçbir alanda stratejik planımız yok çünkü biz ülkeyi aşiret gibi yönetmek istiyoruz mu deseydi?
Kızılay’ı eş dost arpalığı yaptık depremde mepremde idare ediyorduk ama salgın hesapta olmadığı için ortadan kayboldular mı deseydi?
Kredi ödemelerinizi 3 ay erteledik ama faizi 1,07 den 1,30 çıkarak mı deseydi?
İktidara geldiğimde bir yüzüğüm vardı şimdi paramın hesabını bilmiyorum. Nasıl zengin olamadınız anlamıyorum demek ki çalmayı bilmiyorsunuz mu deseydi?
Dünyadaki gelişmeleri önceden değerlendirip ön alamadık çünkü okumayı da okuyanı da sevmiyorum, bulunduğum makama bile diplomasız geldim mi deseydi?
Baktı ki bunları söyleyemeyecek o da kendine yakışanı yaparak yüzümüze pardon promptere baka baka hikaye anlattı ve;
Yedi aylık maaşımı (Hangisi : c.başkanlığı? Milletvekili emekliliği? SGK emekliliği?) koyarak yeni dizi “DİLENİŞ ERTUĞRUL”u çevirmeye başlıyorum dediğine göre işimiz yine Tanrı’ya kaldı.
Ben de diyorum ki:
Fenn-i siyasetin başına paralansın. Bu salgını nasıl atlatacağız kısaca onu söyle parti başkanı !
Atıf MUTLU
