AJAN ÖĞRENCİLER.
Cumhurun başı buyurmuş: “Yurtdışına eğitim için gönderilenler yabancı ülkelerin ajanı oluyor, ülkelerine ihanet ediyorlar”
Adam yıllardır beraber çalıştığı insanları yakından tanıyor ki konuşuyor.
Birden anılarım canlandı.
Bir varmış bir yokmuş..
Kaf dağının arkasında işgal edilen bir ülke varmış. İşgalcilerin işbaşına getirdiği kadronun liderinin çocukları başta olmak üzere yöneticilerinin önemli bir kesimi yurtdışında okumuş. Hatta bakanlarından yabancı ülke vatandaşı olan bile varmış
Ülkeyi işgal eder etmez işe ordudan başlamışlar. Önce bölgenin en güçlü ve etkili ordularından olan bu kuvveti düzmece davalarla o kadar etkisiz hale getirmişler ki milletlere maskara yapmışlar. Genelkurmay başkanını bile terörist diye tutuklatmışlar.
Aldıkları etkili tedbirlerle(!) memleketi besleyen çiftçileri yerinden yurdundan edip büyük şehirlere göç ettirerek memleketi saman ithal eder duruma düşürmüşler.
Ülkede bulunan din tacirleri ile işbirliği yapıp kindar nesil yetiştirmişler. Mantar gibi çoğalan din gruplarının üyeleri asalak olarak safahat sürmeye başlamışlar. O kadar sapıtmışlar ki taciz, erkek çocuklara tecavüz, hırsızlık, sahtekarlık ülkenin değerleri haline gelmiş. Erkek çocuğuna tacavüz etmeyen, milletin a…na koymayan, çalmayan, rüşvet almayan, kadınları aşağılamayan kimse etkili yönetim makamlarına gelemez olmuş.
Ülke halkının dini duygularını istismar ederek asrın yolsuzluğunu yapan Fener-i Derya derneğini korumak için her şeyi yapmışlar.
Siyasi emellerini gerçekleştirmek için kendilerini o ülkenin başına musallat eden efendilerinin emirleri gereği bölücü örgütlerle işbirliği yapmışlar.
Efendileri “kazayla” gemilerinin birini vurup 5 denizcisini şehit etmiş yetmemiş ülke askerlerinin başına çuval geçirmiş. Yönetimdekiler kör ve sağır sultanı oynamışlar .
İşçi ve memurlarını açlıkla terbiye etmek için “ücret-i ölüm” kumpanyası kurup her yıl “Emekçilerimizin ücretlerini iyileştiriyoruz” tiyatrosu oynamışlar.
O ülkeyi kuranların dişlerinden tırnaklarından artırarak kurduğu milli tesislerin hepsini üç kuruşa satmışlar.
Yani işgalciler ülkeye girince ahlak diğer kapıdan ülkeyi terk etmiş
Bakmışlar ki ne yaparlarsa yapsınlar ülke bir türlü batmıyor, Daha ne yapabileceklerini düşünürken iktidarın dışarıda okumuş bir akademisyeni kulaklarına “bu ülkenin başına ne geliyorsa hep okumuş olanların yüzünden geliyor” diye fısıldayınca milli eğitime el atmışlar. Daha önce başişgalcinin “dışarıda okumuş olan” mahdumu kanalıyla eğitimi ele geçirmişler ama memleketin mayası sağlam olduğundan bir türlü hedeflerine ulaşamıyorlarmış. Hangi sistemi getireceklerinin önemi olmadığından mevcut sistemi kaldırıp yeni nesli kafa karışıklığına mahkum etmişler.
Hikayenin sonunu anlatmaya yüreğim elvermiyor.
İyi ki kaf dağının bu tarafındayız.
Allah muhafaza ya bizim ülkeyi yönetenlerin çocukları da başka ülkelerde okusaydı?…23.9.2017 Çorlu
