1963 yılında gümüşhane’nin kelkit ilçesinde doğmuşum. 1985 yılında kara harp okulundan jandarma teğmen olarak mezun olup türk silahlı kuvvetleri saflarına katıldım. yarba
Yazar
Yazara Mesaj Yaz
Bu Bölümde Yazılan Yazıların Sorumluluğu Yazarlara Aittir
Memleketi Krizden Ben mi Kurtaracağım 19.12.2011 (3003) Okunma
BU MEMLEKETİ KRİZDEN BEN Mİ KURTARACAĞIM? EVET! Sahipsiz vatanın batması haktır, Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Son aylarda ekonomik krizin etkilerini daha fazla hisseder olduk. Bunu anlamak için ekonomist olmaya gerek olmadığı gibi bu krizle mücadeleye katkıda bulunmak için de ekonomist ya da görevli olmak gerekmiyor. Biz sade tüketiciler cürmümüz kadar yer yakarak krizle mücadeleye çok önemli katkı yapabiliriz. Nasıl mı? “Yerli malı haftası” bizim çocukluğumuzda önemliydi ve neşeyle kutlanırdı. O hafta her öğrenci yurdumuzda yetişen herhangi bir meyveden bir miktar getirirdi. Bazen bunlara annelerimizin “ithal olmayan” malzemeden yaptıkları pasta ve börekler de ilave edilirdi. Getirilen yiyeceklerin her birinin yetiştiği yer ve yararlarını belirttikten sonra hep beraber: “Yerli Malı,Yurdun malı Herkes bunu kullanmalı ! “ diye bağırır ve o yiyeceklerle kendimize ziyafet çekerdik. Bizler için oldukça zevkli bir öğrenme yöntemiydi. O yaşta, yerli malının önemini yeterince kavrayamadığımı ancak yıllar sonra avrupa ülkelerini tanıyınca fark ettim. Almanya ve Fransa her türlü ithalat olanaklarına sahip olmalarına rağmen; Almanya’da kullanılan araçların yarısından fazlası Alman ürünü, Fransa’da kullanılan araçların ise yaklaşık üçte ikisi Fransız ürünü araçlardır. Ama onların “yerli malı haftası” diye bir kutlamaları yoktur. Çünkü zaten her çocuk, eğitime başladığı 2,5 yaşından itibaren ağırlıkla yerli malı kullandığı için doğal olanın bu olduğu bilincine ulaşmıştır. Büyüdükçe tükettiği her ithal ürünün yurt dışına gönderilen para olduğunu öğrenir. İthal mal kullanmanın bir övünç meselesi olmadığını bunun tüketimi teşvik maksadıyla kurgulanan bir özendirme kampanyasının sonucu olduğunu görür. En önemlisi de “ben bir kişiyim, benim tüketimimle ithalat artmaz” aymazlığında değildir, çünkü bilir ki her tüketici bir kişidir zaten. Bizim “yerli malı haftamız” var ama bir türlü bilinçli tüketici olamadık. O halde gelin krizle mücadele için bugün milad olsun,. “Kullanacağımız her ürünün yerlisini tercih edelim”. Yapacağımız şey çok basit; alacağımız ürünlerin barkodunun 869 rakamıyla başlamasına dikkat edeceğiz. Çünkü barkodlardaki ilk üç rakam ülkeleri temsil etmektedir. Türkiye´nin sihirli rakamı da 869 ´dur. Yani barkodu 869 ile başlayan ürünler Türk Malı demektir.. Ambalajlı olmayan sebze ve meyvelerle tarım ürünleri için de, tanıdığımız manavlardan alış veriş yapalım.Tabi ne malı olduğunu sorarak. Çikita muz yerine Anamur muzu, ithal portakal yerine yerli portakal alalım. Peki yapalım da attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değecek mi? Bir örnek vereyim. Yerli ayçiçek yağı yerine ithal olanı aldık diyelim. Bakalım neye sebep olurmuşuz? 1. İthal ürüne verdiğimiz paranın % 50 ‘sini (10 tl ödediysek 5 tl’si) geri dönmemek üzere yurt dışına göndermiş oluruz. 2. Yerli yağa talep az olunca yağ üreticileri ya yağı direk ithal eder ya da hammadde olarak genellikle Trakya’da yetişen ay çekirdeğini değil ithal ay çekirdeğini alır. Yani her iki halde de Trakya çiftçisinin ürünü elinde kalır, o da çözüm bulmak için ürününü yok pahasına satar. 3. Bir sonraki yıl da aynı olayların olacağı endişesini duyan çiftçi başka ürüne yönelmek zorunda kalır. Bu da bir sonraki yıl ayçiçeği üretimini düşüreceği için ithalat mecburen devam eder. Bir müddet sonra bakarız ki daha önce ayçiçeği ekerek sülalemizi geçindiren dekarlarca toprak artık bir aileyi bile geçindiremez hale gelmiş. 4. Tabi bu sonuçların çiftçilerin psikolojisi üzerinde yarattığı sıkıntıyı unutmamak gerekir. Bir şişe ayçiçeği yağından nerelere geldik! “O kadar da olmaz!” dediğinizi duyar gibiyim. O halde 70 li yılları hatırlayın. Unutmayın ki; Bir mıh bir nalı,. Bir nal bir atı, Bir at bir komutanı, Bir komutan bir orduyu, Bir ordu bir ülkeyi kurtarır. Tercih sizin; ister sorunun, ister çözümün parçası olun. Ne olursanız olun ama mutlu olun .
