Eldifen Cerrah Corona

0TL.

Korkmaz Temizlik

532 652 02 68

Guzmanya

0TL.

Çiçek Evi

İnfrared Isıtıcı

0TL.

Doğan AVM

282 654 23 00

Murat SEVGİ

Murat SEVGİ
Araştırmacı
Yazara Mesaj Yaz
Bu Bölümde Yazılan Yazıların Sorumluluğu Yazarlara Aittir
Kebapcılar Sokağı  28.10.2011   (3100) Okunma
Bugünkü yazım, bir yıldan fazla bir süre önce, yine bu köşede yayınlanan bir yazımdan alıntıdır. Ne acı ki, o gün için sadece İstanbul için gördüğüm durum, evimin kapısına kadar dayanmış… Dur demesini öğrenmek için, halâ fırsatımız varken, bir defa daha hatırlatmak istedim.
* * *
            Geçenlerde bir hafta sonu İstanbul’un yolunu tuttum. Eski arkadaşlardan Cenk ve Sedat ile sözleştik. Yirmi yıldır değişmeyen, bildik mekanlardan birinde buluştuk. Mekan da en az arkadaşlarım kadar tanıdık. Öğrencilik yıllarımızın garsonları ve çırakları şimdi patron olmuştu. Aradan geçen zamana rağmen yinede halâ çalışanlar arasında, o günlerden bizleri tanıyan birileri var.
            Mekan değişmemiş ama İstanbul’un kalabalığı ile iyice daralmış. Eskiden ön tarafında meydan olarak bildiğimiz açıklık büyük bir işletme tarafından işgal edilmiş. İşletmenin içinde midyeci, kumpirci, kokoreççi gibi birçok büfecik mevcut. Bizim oturduğumuz yerin tam karşısına kocaman midye tava tezgahı denk geldi.
            Sabah saatlerinde oturduğumuz köşeyi kaptırmaya niyetimiz yoktu. Hava çok sıcak olduğu için dolaşmak da akıl kârı değildi. İşimizi akşam serinliğine sarkıttık. Ben bir yandan masadaki arkadaşlara laf yetiştirirken bir yandan da tam karşımdaki midye tavacının tezgahını izliyordum. Yaklaşık beş saat kadar o masada oturduk. Çarşının hareketliliği ve İstanbul’un genel kirliliği pencere kenarına bıraktığımız kitapların üzerinin iyice tozlanmasına yetmişti. Kitapların üzerindeki tozların farkına varan Cenk, kitaplardan birinin üzerine parmağı ile ‘beni yıka’ yazıp bana gösterdi. Hep beraber gülmeye başladık.
            Cenk: “Bu tozu soluyoruz. Ve hiç kimsenin umurunda değil.” Dediğinde ben karşıdaki tezgahları göstererek: “Sabahtan beri aynı tozu yiyenlere ne demeli? Asıl umursamazlık toz toprak içinde yiyecek üretilmesine İZİN VERENLERDE!…” Dedim.
            Sokakta, toz toprak içerisinde, her türlü mikrobun bulaşmasına müsait bir ortamda ‘beslendiğini’ zannedenler olabilir. Ama aynı yanılgının, bu işletmeleri kontrol etmekle görevli otoritelerde olması beklenemez. Eğer otorite de kendisinden beklenen ciddiyeti gösteremeyecek kadar acz içerisinde ise; SİSTEM, O ANDA ÇÖKMÜŞ DEMEKTİ!..

            Bu ÇÖKÜNTÜ KÜLTÜRÜ, iki sebebe dayanmaktadır: Birincisi, fırsatçı girişimcinin giriştiği işin kurallarını bilmeyen (cahil) ve yetersiz olması. İkincisi ise, -otoriteyi elinde tutan kurumdaki- yöneticinin yönetmeyi bilmemesi, otoritesini kurabilecek bilgi birikimine ve deneyime sahip olmamasıdır.
            Burada üçüncü bir ihtimal daha akla gelmektedir ki EN İĞRENÇ DURUM da budur: Girişimci ve yöneticinin bilerek ve isteyerek; -hukukun etrafından dolanarak- bu kuralsız tezgaha yol veriyor olmasıdır.
            Hangi sebeple olursa olsun gerçek değişmez. Bu sonucu doğuran her üç sebebin de altında kültürel eksiklik vardır. Burada belirttiğim kültürel eksiklik kişilerden çok topyekün toplumun sahip olması gereken türden bir eğitilmişlik durumudur.
            İçinde yaşadığımız sistemi ayakta tutan en önemli çimento toplumsal kültürdür. Toplumsal kültür, her aşamada yaşanan süreçlerin gerekli olduğu yerlerde değişmeden tekrarlanmasına imkan sağlayan statükoları da oluşturur. Bu statükolar (değişmezlikler) yaşam tarzlarının gelenekselleşme yolundaki yansımasıdır.

            Toplumsal kültürün tam olarak yerleştiği bir toplumda, kimse çıkıp, ‘BEN YAPTIM OLDU’ demez. Derse de, karşısına çıkan olur! Kim çıkar? Toplumun kendisi. Ama sokaktaki adam ile değil. Yetkili kurumlarında görevli personeli karşınıza dikilir. HOP! der.
            Eğer o kurumlarda görevli olanlar, oturdukları koltuğun gerektirdiği görevleri yapma gayreti içinde değillerse ne olur? Her yanı işkembe, kokoreç kokusu sarar. Pişmemiş, ayıklanmamış, temizlenmemiş... Zamanı geçmiş işkembeler, bir süre sonra patlar ve ortalık batar.
            Hep sevgi ile kalın.

YAZANLAR

  Murat VAKİTÇİ
  Mevlüt HALİLOĞLU
  Leman CAN
  İsmail Cenk KURAL
  Gülşah YEMİŞÇİOĞLU
  Gülden ADIGÜZEL
  İsmail ÖZTÜRK
  Müjdat UYSALCAN
  Hülya PERİN
  Ercan KILIÇLI
  Nizamettin GÜMÜŞ
  Feray KARAGÖZ
  Mustafa AYDINLI
  Murat SEVGİ
  Gülgün PALA KEÇECİ
  Gülbin PEKEL

SON BEŞ YAZI

  TÜRSAB İLE KOSOVA
  Mağduriyette Propaganda Dönemi
  Derinden Sarsıldık
  Bu Seçim Çok Farklı
  MÜJDE Artık Fakfakiriz

Eldifen Cerrah Corona

Kilo  0 TL.

Korkmaz Temizlik

532 652 02 68

Guzmanya

Adet  0 TL.

Çiçek Evi

İnfrared Isıtıcı

Adet  0 TL.

Doğan AVM

282 654 23 00

Limon Kolonyası

Adet  0 TL.

Korkmaz Temizlik

532 652 02 68

Paşa Et Dürüm

Adet  0 TL.

Diyar Döner

535 966 07 83

Pilav Üstü Et Döner

Adet  0 TL.

Diyar Döner

535 966 07 83