Son günlerde gündemde olan ve futbol severleri heyecanlandıran
Fenerbahçe Spor Kulübünün Alman Milli Takımında oynamış dünyaca ünlü Türk
futbolcu Mesut Özil transferi, gerek Türkiye’de gerekse de dünyada büyük yankı uyandırdı.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ve Mesut Özil’i bu transferden dolayı kutluyor,
başarılar diliyorum.
Mesut Özil, Almanya’ya çalışmaya giden binlerce Türk Aileden
birinin ferdi, yani gurbetçi bir Türk, başarılı futbolcu milli takım olarak
Alman Milli Takımı’nı seçmiş ve 2014 Dünya Kupasını Alman Milli Takımıyla kazanarak
hepimizi gururlandırmıştı.
Transferin yapıldığı geçtiğimiz hafta boyunca sosyal medya
dahil olmak üzere bazı yayın organlarında Mesut Özil- Naim Süleymanoğlu benzetmesi
yapılırken, Mesut Özil’in yeni Naim Süleymanoğlu olduğu, o etkiyi yaratacağı
söylendi.
Naim Süleymanoğlu, bir Balkan Türk’ü, Osmanlı
İmparatorluğunun Avrupa Kıtasındaki fetihlerinden sonra fethedilen bölgeleri
Türkleştirmek ve Müslümanlaştırmak için Anadolu’dan Rumeli’ye yerleştirdiği binlerce
Türk’ten birisi tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi. Bulgaristan’daki baskıcı
totaliter Jivkov rejimi yüzbinlerce Türk’ü asimile etme ve soykırım yapma
çabalarına girişmiş, Türklerin isimlerini değiştirmiş, Türkçe konuşmalarını
yasaklamış, ibadet haklarını ellerinden almış, camileri kapatmış, erkek
çocuklarının sünnet edilmelerini bile yasaklamıştı. Belene Kampı’nda işkenceler
ve zulümler ile baskıyı iyice arttırmış, binden fazla Türkü öldürülmüştü 18
aylıkken Şehit edilen Türkan Bebek gibi, tüm bunlar yaşanırken Süleymanoğlu
Jivkov tarafından kendisine ve ailesine vaat edilen tüm imkanları ret ederek
hem kendisinin hem de ailesinin hayatını riske atmış anavatan Türkiye’ye iltica
etmiş ve tüm dünyaya Jivkov rejiminin yaptıklarını haykırarak 350.000 Türk’ün
anavatanlarına göç etmelerine öncülük etmiştir. Türkiye için yarışmış, Halter
Milli Takımında “Dünya’nın En Güçlü Adamı” unvanıyla Dünya ve Olimpiyat
Şampiyonu olmuştur.
Fenerbahçe Taraftarları, Mesut Özil’i Türkiye’ye getiren
uçağı internet üzerinden takip ederek, Türkiye’ye inmesini heyecanla
beklediler, güzel bir duygu ve gururdu onlar için. Naim Süleymanoğlu’nu taşıyan
ve Londra’dan gelen uçağı o zamanlar internet üzerinden takip edememiştik. Fakat
uçak Türkiye’ye indiğinde Naim’in Türk Toprağını öptüğünü izlemiştik televizyonlardan.
Sonrası malum Ay-yıldızlı forma ile bir daha kırılması zor Olimpiyat ve Dünya
Rekorları, şampiyonluklar. O, kilolarca ağırlığı kaldırıp İstiklal Marşı’mızı
Dünyaya okuttukça gururdan ve sevinçten ağlayan milyonlarca Türkleriz biz.
Kısacası, Naim de bizim, Mesut ta bizim, ikisinin hayatları
farklı, hikayeleri farklı, misyonları farklı, karıştırmamak gerekli, nasıl ki elmalar
ile armutlar karıştırılmamalı ise.
Ha bu arada, bugün 23 Ocak. Unutmadan; İyi ki doğdun Naim
Süleymanoğlu! İyi ki geldin, iyi ki bizimsin, ölümsüzsün Şampiyon, ruhun şad
olsun.