Bu Bölümde Yazılan Yazıların Sorumluluğu Yazarlara Aittir
Çorlu da Sinop lu Olmak 14.11.2010 (2561) Okunma
Değerli okurlar başlığı okuyunca insanın aklına sanki Avrupa�nın bir şehrinde Türkiyeli olmak gibi geliyor,
Aslında o kadar doğal ki çorluda olup ta kökeninin Sinoplu, Erzurumlu, samsunlu, Antalyalı olması, çünkü Türkiye sınırları içerisinde nerede yaşarsanız yaşayın burası bizim memleketimiz.
Bu sorunu yaşayan, yansıtan aslında kendimiz olduğunu düşünüyorum biz Türkiye sınırları içerisinde bir ilden diğer bir ile gelmişiz ama kendimizi hala buranın yabancısı gibi görüyoruz.
Bakın göçmen vatandaşlara il değil ülke değiştirerek buraya yerleşmişler ama nerelisin denildiğinde çorluluyum, Tekirdağlıyım diyorlar. Ama bazılarının Türkiye´ye geliş tarihi 1990´lı yıllar.. Hâlbuki bizim geliş zamanımıza bakılırsa nerdeyse yarım asır geçmiş. Ama hala yabancılık çekiyoruz.
Acaba onlar birbirilerine bizden dahamı bağımlılar.
Bunun sebebini çok düşündüğüm halde bir türlü cevaplayamıyorum. Bunun sebebi örf ve adetlerimize olan bağlılığımız mı?
Yoksa kültür çakışmasına ayak uyduramamak mı?
Veya "doğduğun yer değil doyduğun yer memleketindir" sözü bize ters mi?
O zaman nedir bu işin sırrı?
Tabii ki memleket unutulmam malı (hatta fırsatını buldukça ziyaret edilmeli)
Ama yaşadığımız, doyduğumuz yere de adapte olmaya kendimizi alıştırmalıyız.
Belki bu şekilde kendimizi dışlanmış olarak görmeyiz. Düşünüldüğünde göçmen vatandaşlarda bizim gibi bir arada aynı mahallelerde, semtlerde oturuyorlar.
Ve birbirilerine aşırı bir bağımlılıkları var, Fabrikalarda çalışanlar bilir. Bir işyerinde amiri Müdürü veya memuru Göçmen ise o işyerinde çalışanların bir çoğu kendi vatandaşlarıdır.
Bakıldığında bizlerde bir arada aynı mahallede hatta aynı apartmanda oturduğumuz halde, Neden ? memleketimizdeki gibi sıcaklığı misafirperverliği bulamıyoruz.
Mesela dernek kurmuşuz ve çorludaki en büyük sivil kuruluş olarak gördüğümüz derneğimize dahi sahip çıkamıyoruz.
Hâlbuki dernekler aynı memleketten olan insanların yardımlaşması, kaynaşması birbirilerine sahip çıkılması için kurulur.
Derneğe bu kadar ilgisiz kalmamızın sebebi bu güne kadar başa gelen yönetimlerden mi yoksa birlik ve beraberliğimizi koruyamamaktan mı?
Hülasa sevgili dostlar, ait olduğumuz yerin güzel örf adet ve ananelerimizi unutmadan yaşadığımız şehri tam anlamıyla benimseyerek güzel bir adaptasyon sağlamalıyız. Büyük şehrin gerekleri neyse onu yapmalıyız. Hoş kalın, Hoşça kalın sevgili dostlar.
Hüseyin KARADENİZ